Geçtiğimiz hafta izlediğim bir videodan bahsederek yazıma başlamak istiyorum. Barış Özcan isimli bir “Youtuber” var. Kendisini “Sanat, Tasarım ve Teknoloji Hikayecisi” olarak tanımlıyor. Her hafta, bir konuda özenle hazırlanmış videolarını paylaşıyor. Son videosunda: ”Ben Hukuk Fakültesi’nden mezunum çünkü 20 yıl önce Youtube Fakültesi yoktu” diyor.
Hukuk mezunu bir Youtuber. Videolarına ve çalışmalarına şu adresten ulaşabilirsiniz: barisozcan.com
Gelelim bu videoyla ilintili bizim konumuza. O videodan bir kesit daha alarak yazıma devam edeyim. Barış Özcan diyor ki:
” Gelecekte ne diyeceğiz biliyor musunuz, bir berbere gittiğimizde ya da taksiye bindiğimizde? “20 sene önce berberler insandı” ya da “20 sene önce taksiler kendi kendine gitmezdi, insanlar kullanırdı.” Daha da ileri gideyim. Şu anda eğitimini almakta olduğunuz ya da geçmişte mezun olduğunuz okulların ne olduğunun pek de önemi kalmayacak. Okulların ya da mesleklerin sonu gelecek demeye çalışmıyorum. Geleneksel tanımları ve fonksiyonları değişecek.”
Evet şoförsüz araçların yollara çıktığını gördük görüyoruz. Robotların ve yapay zekanın hayatımızın tam ortasında yer alacağını tahmin etmek de zor olmasa gerek. Peki öyleyse gelecekte hangi mesleği seçmeliyiz? Ne işle meşgul olmalıyız? Bu sorulara doğru cevabı bulmak için gelin birlikte düşünelim.
100 yıl önce yeni bir iş kurmak isteyenlerden bazısı: “Daha hızlı ulaşım için 100 atlı bir fayton icat edeceğim” derken, bazıları ise: “100 atlı fayton yerine 100 beygir gücünde bir motor icat edeyim” diyerek işe başladılar.
Şimdilerde Faytoncuların torunları nostaljik olarak işlerine devam ederken, Motor icat edenlerin torunları tüm dünyaya araba pazarlıyor.
Bir de 100 yıl sonrasını düşünelim. 2100’lerde yaşayan torunlarımız bugünler için şöyle cümleler mi kuracak acaba:
“100 yıl önce bazıları “çiğköfte dükkanı mı açsam”, “doktor mu olsam”, “devlete kapak atarsam benden iyisi yok” diye düşünürken, bazıları ise “elektrikle çalışan şoförsüz arabalar mı üretsem”, “yeni teknoloji uzay roketleri üzerine mi çalışsam”, “Mars’ı insan yaşamına nasıl açabiliriz?” gibi meseleleri kafasına koymuşlar. Ve bugün bakın neler yapıyorlar.”
100 yıl sonra torunlarımız daha farklı cümleler kursun istiyorsak, ataları olarak bugün farklı yollar açmalıyız. Önümüzdeki yüzyıla uygun işlerle hemdem olmalıyız.
Dün icra edilen mesleklerden birçoğu yok olduğu gibi, bugün icra edilen mesleklerden birçoğu da önümüzdeki yıllarda işlevini yitirecek veya başka şeye dönüşecek.
Geleceğin mesleklerine ek olarak bir de “geleceğin yetkinlikleri” meselesi var. Bazı yetkinliklere sahip olmak her şartta ve her devirde işe yarar. Mesela tekerleği icat eden adamın bir yetkinliği vardı. O kişi, dün yaşasa motoru, bugün yaşasa elektrikli arabayı üretirdi. Çünkü içinde o yetkinlik ve o inovasyon yeteneği var.
- yüzyılın da kendine has bazı yetkinlikleri var. Lise ve üniversite hocalarının çoğu maalesef bu yetkinliklerin varlığından bile habersiz. Habersiz diyorum çünkü haberleri olsaydı, gençler, bu yetkinliklere sahip olarak mezun olurlardı.
Bazı araştırmacılar bu yetkinlikleri şöyle özetlemiş:
“Hedef koyma, zaman yönetimi, planlama, iletişim yetkinlikleri, sunum teknikleri, grup çalışması, analiz ve sentez yetenekleri, problem çözme yetkinlikleri, araştırma yapma.”
Bu yetkinliklere sahip bireyler 21. yüzyılı şekillendirecek bireylerdir. Bugüne kadar bu yetkinlikleri çok önemsemedik bugünden sonra daha fazla gündemimizde yer alır inşallah.
Bizim öğretmenlerimiz hala bilgi vermenin peşinde. Artık bilgi ikinci planda. Çünkü öğretmenlerin yıllardır aktardığı bilgiye öğrenciler “bir tık” ile erişebiliyor.
Bu verilen bilgilerin değil de yetkinliklerin daha önemli olduğunu bakın bir başka araştırma şu şekilde ortaya koymuş.
Dünya Ekonomik Forumu’na göre işverenlerin işe alımlarını şu yetkinlikler belirleyecekmiş:
- Kompleks problem çözme
- Kritik düşünme
- Yaratıcılık
- İnsan yönetimi
- İnsanlarla koordine olabilme
- Duygusal zeka
İşverenlerle görüşüldüğünde de hiçbirisi bilgiden/içerikten bahsetmemiş. Yani “çok iyi fizik bilsin”, “çok iyi kimya bilsin”, “çok iyi finans bilsin, muhasebe bilsin” diyen bir işveren yok.
İşverenler bu yetkinliklere sahip bireyler isterken biz neyi göz önünde bulundurarak halen başka şeyler peşinde koşuyoruz anlamıyorum.
Velhasıl çağlar değişecek, problemler değişecek ama problem çözme yöntemini bilenler, önüne çıkan her yeni problemi de çözüme kavuşturacak.
Çünkü bu yüzyılın meslekleri belki bir sonraki yüzyılda olmayacak ama elde ettiğimiz yetkinlikler ve beceriler bizi bir sonraki mesleğe götürecek.
Artık yetkinlikleri ön plana alalım ve bunlara çalışalım. Ardından da bu yetkinliklerle çağa uygun ve çağın ötesindeki projeleri gerçekleştirmek için yeni yollar açalım.